Ceza Davasında Temyiz Dilekçesinin Önemi

Ekran Resmi 2016-04-11 10.40.13

Ceza davasında yargılandınız ve mahkumiyetinize hükmedildi. Hakim mahkumiyet hükmünü açıkladıktan sonra 7 gün içerisinde kararı temyiz edebileceğinizi söyledi. Avukatınız varsa duruşma çıkışında “merak etmeyin temyiz edeceğiz Yargıtay mutlaka bozar bu kararı” dedi. Veyahut karar celsesinde hazır değildiniz, avukatınız katıldı ve telefonla cezalandırılmanıza karar verildiğini ancak kararı temyiz edeceğini söyledi ya da avukat da tutmadınız, duruşmaya da gitmediniz ve durumu adresinize gelen tebligatla öğrendiniz.

Yani özetle ceza mahkemesinin sizi suçlu bulduğunu, hapis cezasına mahkum edildiğinizi ve kararı temyiz etmek suretiyle karara karşı itiraz hakkınız bulunduğunu öğrendiniz. Şaşkınlık ve korku içerisindesiniz. Önce ne yapmamanız gerektiğini söylemekle işe başlayalım. Asla ceza mahkemesinin verdiği mahkumiyet kararını hafife almayın. “Yargıtay kesin bozar bu kararı gibi” cümlelere aldanmayın. Yargıtay tarafından onama kararı verilmesi halinde hapis cezası yatma riskiyle “sizin” karşılaşacağınızı ve  şuan sahip olduğunuz  zaman ve imkana sahip olmayacağınızı unutmayın. Şimdiye kadar hayatınızda göstermediğiniz kadar ciddiyet gösterin.

Peki ne yapmalısınız?

7 günlük yasal süreyi kaçırmadan hükmü temyiz ettiğinize dair süre tutum dilekçesi vererek mahkumiyetinizin kesinleşmesini engelleyin;

       Eğer hüküm avukatınızın veya sizin yüzünüze okundu ise yani karar duruşmasında avukatınız veya siz, ikinizden biri hazır bulundu ise kararın verildiği günden itibaren 7 gün içerisinde kararı temyiz edeceğinizi bildirir uygulamada süre tutum dilekçesi adı verilen (özetle; gerekçesini gerekçeli kararın tarafıma tebliğini müteakip  bildirmek üzere aleyhimde verilen mahkemeniz kararını temyiz ediyorum şeklinde basit bir dilekçedir.) dilekçeyi vererek hükmün kesinleşmesini engellemelisiniz. Eğer avukatınız bu dilekçeyi verecek ise verdiğinde sizi bilgilendirmesi, hatta mümkünse teyit almanız (mahkeme kaleminden veya alındı görerek), hatta dilekçeyi bizzat verip alındısını da alıp emin olmanız (sağlama almakta yarar var) yerinde olur. Uygulamada çok sık rastlanmasa da ceza mahkemesinin mahkumiyet kararını temyiz etmeyi (basit bir süre tutum dilekçesi vermeyi) unutan meslektaşlar görülmektedir ve böyle bir durum başınıza geldiğinde avukatınızı şikayet etseniz de mahkumiyetiniz kesinleşmiş ve temyiz hakkınız kaybolmuş olur. Bu sebeple tedbirli, hatta bu aşamada fazla titiz olmakta fayda vardır.

Eğer hala almadıysanız hayatınızı derinden etkileyebilecek dosyanın tamamından bir fotokopi alın;

       Eğer mahkumiyet hükmü verilinceye kadar; canınızı sıktığı için, birisi evde-işyerinde bulur okur da hakkımda yanlış fikre kapılır diye veyahut zaten avukat tuttum ne anlarım ben dediğiniz için dosyanızın tamamından bir fotokopi almadıysanız bir an önce alın. Mahkemeye hitaben “dosyamın fotokopisinin tarafıma verilmesini istiyorum” şeklinde yazacağınız bir dilekçe ve fotokopi masrafını ödemeniz dosyanızın fotokopisini almanız için yeterlidir.

Peki dosyanızın fotokopisini aldınız da ne oldu, ne yapacaksınız?

Eğer avukat tuttu iseniz, avukatınız sizinle ilgili bir savunma dilekçesi yazdı ise bu dosyanın içerisindedir. Yine avukatınızın duruşmalara katılıp katılmadığı, duruşmalarda savunmanız için ne gibi beyanlarda bulunduğu veya bulunmadığı, hangi delillerin toplanmasını istediği veya istemediği, dinlenen şikayetçiye ve tanıklara ne gibi sorular sorduğu veya sormadığı yine bu dosyadan, duruşma tutanaklarından anlaşılacaktır. Suçlandığınız bir olayla ilgili dosyayı okumak canınızı sıkacak olsa da dosyanızı okuyarak bilgi sahibi olmanız, eksiklik yanlışlık varsa fark edebilmeniz ve gerektiğinde müdahalede bulunabilmeniz açısından önemlidir. Eğer bir an önce ciddiyeti ele almazsanız, ilerde bu can sıkıntısı ve ihmalkarlık size pahalıya mal olabilir.

Dosyanızı okuduktan sonra eğer avukat tuttu iseniz avukatınızın duruşmalarda sizin layıkıyla temsil ettiğini ve dosyaya sunduğu dilekçeler ile savunmanızı gerektiği gibi yaptığını anladıysanız problem yoktur. Bu durumda avukatınız tarafından gerekçeli temyiz dilekçesi verildiğinde de size de e-mail veya benzeri şekilde ulaştırılmasını isteyin ve bu dilekçeyi de aynı şekilde inceleyin.

Eğer avukat tutmadı iseniz veya avukatınızın savunmasının, temyiz dilekçesinin olması gerektiği gibi olduğunu düşünmüyorsanız, bir an önce ceza hukukuna hakim ve konunun manevi ağırlığının farkında olan bir avukat edinin.

      Temyiz dilekçesinde sayfa dikkatli kullanılmalı, antet, mahkumiyet kararı içeriğinin tekrarı gibi ifadelerle ilk sayfa heba edilmemelidir. Temyiz dilekçesine yazılan temyiz sebepleri aynen alınıp neredeyse kopyala yapıştır yapılarak bozma ilamına konulabilecek nitelikte olmalıdır. Yani temyiz dilekçesine yazılan şeyi dikkate alarak Yargıtay Ceza Dairesi bozma kararı verebilmelidir.

      “Müvekkilim askerde üstün hizmet madalyası almıştır, milli sporcudur, evli üç çocukludur, hapse girerse çok mağdur olur, vergi rekortmenidir yanında yüzlerce işçi çalışmaktadır” gibi ifadeler temyizen bozma sebebi yapılamaz. Yine aynı şekilde “müvekkilim masumdur, şüpheden sanık yararlanır (böyle bir ilke vardır, ancak somutlaştırmak gerekir) suçun unsurları oluşmamıştır, mahkeme yanlış karar vermiştir, müvekkilimin beraati gerekir, olay aslında öyle değil şöyle olmuştur gibi kalıp cümlelerden ve dosyadan teyidi mümkün olmayan hususlardan ibaret temyiz dilekçesinden medet ummak anlamsızdır.

      Eğer temyiz dilekçem yeterli olmasa da nasıl olsa Yargıtay benim dosyamı günlerce didik didik edip inceleyecek haklı olduğumu görecek diye düşünüyorsanız pek iyimser bakıyorsunuz demek zorundayım. Çünkü Yargıtayın iş yükü dikkate alındığında dosyanıza ayrılacak zaman en iyi tabirle olması gerektiği kadar uzun” değildir. Yani temyiz dilekçesinde Yargıtayın aleyhinizdeki hükmü neden bozması gerektiğini hikaye anlatmadan, konsantre ve bozma sebebi yapılabilecek şekilde ifade etmelisiniz. Tabi ki avukatın yazılı ve sözlü iletişimi kuvvetli ve akıcı olmalıdır ancak avukatlık yalnızca güzel söz söyleme sanatı değildir. Olması gereken avukatlık sanılanın aksine oldukça teknik bir iştir ve bozma kararları güzel anlatımdan çok teknik detaylara (kanun maddeleri, yorumu, gerekçeleri, uygulamaları) bağlıdır.

    Ceza hukuku alanında çalışan (sadece ceza dosyaları ile ilgilenen) her avukat, vatandaşların sağlıklarından sonra en değerli varlıkları olan hürriyetlerini korumak gibi oldukça ağır bir manevi sorumluluk yüklendiğinin farkında olmalıdır. Temyiz dilekçesi gibi önemli bir dilekçeyi vermeden önce elinden gelen en iyi çalışmayı yapmak zorunda olduğunu unutmamalıdır. Sadece şu kıstas yeterlidir; ceza avukatı “dosyada mahkumiyetine hükmedilen sanık ben olsaydım veya benim kardeşim, annem, babam olsaydı bu temyiz dilekçesini gönül rahatlığıyla verirdim diyorsa, o temyiz dilekçesinin eksiği yoktur.

    Temyiz dilekçeniz eksik, hatalı, yetersiz ise Yargıtayda dosyanız hakkında karar verilinceye dek ceza hukukuna hakim bir avukattan destek alarak dosyanıza her zaman ek beyan ve savunma dilekçeleri sunabileceğinizi, aleyhinize verilen mahkumiyetin neden bozulması gerektiğini kanuna ve uygulamaya uygun şekilde açıklayabileceğinizi ve hükmün onanmasına karar verilmesi halinde dahi başvurulmasını isteyebileceğiniz olağanüstü kanun yolları olduğunu biliniz.

Ekran-Resmi-2015-09-30-13.45.30