Kesinleşmiş Hapis Cezasına Yönelik Yargılamanın Yenilenmesi Yargıtay 11. Ceza Dairesince Kabul Edildi

page_2-bin-200-hakim-ve-savcinin-gorev-yeri-degistirildi_116081865

İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi 08/12/2009 tarih,2008/282 E., ve 2009/376 Sayılı kararı ile Sanık …’nın resmi belgede sahtecilik suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Sanık avukatı tarafından temyiz edilen mahkumiyet hükmü Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 03/06/2014 tarih, 2012/27009 E., 2014/10869 K. sayılı ilâmıyla onanarak kesinleşti.

Kararın kesinleşmesinden sonra hükümlü müdafii tarafından yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunuldu ise de talep İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04/11/2015 tarihli ek kararı ile reddedildi. Hükümlü vekili tarafından red kararına da itiraz edildi ancak İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi 05/11/2015 tarihli ve 2015/1443 D. iş sayılı kararı ile itirazı kesin olarak reddetti.

Hükümlü vekili bu defa CMK.’nın 309. Maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin red kararına karşı Adalet Bakanlığı’na kanun yararına bozma talebinde bulundu. 

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 18.05.2016 tarihinde özetle; “…önceden verilen açık ya da zımni rıza üzerine imzanın taklit edilerek atılması hallerinde sahtecilik kastından söz edilemeyeceği de dikkate alınarak, sanığın istikrarlı tüm savunmalarında, suça konu çeki müştekinin daha önceki rızası doğrultusunda imzaladığını, bu şekilde imzalanıp da ödenen birçok çeklerinin bulunduğunu, aralarında sözlü de olsa bir anlaşmanın bulunduğunu belirterek suçlamaları kabul etmemesi ile müşteki tarafından bankaya ödemeden men talimatı verilmemiş olması karşısında; müştekinin karar kesinleştikten sonra verdiği iddia edilen beyanlarında esasen çekin bilgisi dahilinde imzalandığını, aile içi gelenek olarak kızı ve damadına çeklerini bıraktığını ancak başka bazı sebeplerden damadı olan sanığa kızdığı için bir anlık kızgınlık ile şikayetçi olduğunu beyan etmesi karşısında ilgili banka şubesinden müştekinin başka çeklerinin bulunup bulunmadığı, bunların müşteki tarafından itirazsız ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi, ayrıca sanığın bu şekilde keşide ettikleri çekleri kimlere verdikleri ve buna dair delillerinin bulunup bulunmadığının sorulmasının gerektiğinden…” bahisle kanun yararına bozma isteminde bulundu.

Talebi yerinde gören Yargıtay 11. Ceza Dairesi 24.11.2016 tarihinde 2016/10074 E. ve 2016/7833 K. Sayılı kararı ile İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05.11.2015 tarihli 2015/1443 D. iş sayılı red kararının CMK.’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA karar verdi. Sonuç olarak hükümlü yeniden yargılanacak, muhtemelen bu kez beraatine karar verilecek.

Yukarıda yer verilen emsal karar hukukta başvurulabilecek pek çok kanun yolu olduğunu, mahkumiyet kararı kesinleşen sanıkların umutsuzluğa kapılmadan iyi bir ceza avukatı edinerek hukuk mücadelelerini sürdürmeleri gerektiğini göstermektedir. Oldukça ağır cezalara mahkum edilip mahkumiyeti onanarak kesinleşen binlerce hükümlü belki de bu tür kanun yollarından bihaber olduğu için suçsuzluğunu kanıtlayamamakta, yok yere hapis yatmaktadır.

Özgürlüğünüz değerlidir.

Ekran-Resmi-2015-09-30-13.45.30