Ceza Davası Sanığının Anayasa Mahkemesi “Yanılgısı”

Ekran Resmi 2016-06-08 11.38.19

Ceza davasında doğru şekilde, adil yargılanmadığını düşünen, mahkumiyet kararı Yargıtay tarafından onanan vatandaşlarımız için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru usulü bir kurtuluş olabilir mi? Anayasa Mahkemesi temyizden sonuç alamayan her ceza davası sanığının başvurması gereken bir yer midir?

Nelerin AYM bireysel başvuru usulüne konu edilebileceği, hangi durumlarda AYM’den sonuç alınabileceği vatandaşlarımız ve birçok hukukçu tarafından BİLİNMEMEKTEDİR. “Anayasa Mahkemesi’ne de başvurduk” diyen vatandaşa başvuru sebebini sorduğumda, temyiz incelemesine konu ettiği şeylerin aynı şekilde form doldurularak AYM başvurusuna da konu edildiğini ve en vahimi vatandaşın bu başvurudan medet umduğunu anlamakta ve üzülmekteyim. Çünkü Anayasa’nın 148. maddesinin 4. fıkrasına göre: “Bireysel başvuruda KANUN YOLUNDA GÖZETİLMESİ GEREKEN HUSUSLARDA İNCELEME YAPILAMAZ.” Yani mahkemelerde dava konusu yapılmış ve kanun yolunda (örneğin temyizde) gözetilmesi gereken maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması, davada ulaşılan sonucun (kanaatin) adil olup olmaması bireysel başvurunun konusu DEĞİLDİR. Diğer bir deyişle “mahkeme delilleri yanlış değerlendirdi, sunduğum delillere itibar etmesi, beraatime karar vermesi gerekirdi, mahkumiyetim adil değildir veya TCK’nın şu maddesinde belirtilen yasal unsurlar oluşmadan hakkımda mahkumiyet kararı verilmiştir.” gibi temyiz dilekçesinde ileri sürülebilecek konular AYM bireysel başvurusuna konu edilemez.

Anayasa mahkemesi, mahkumiyet kararınızı onayan Yargıtay Ceza Dairesi’nin üzerinde, onun verdiği kararları ceza hukuku açısından, Yargıtay’ın yerel mahkeme kararını incelediği gibi inceleyen, denetleyen bir merci değildir. AYM başvurusunu inceleyen üyeler de ceza hukuku uzmanı, hakimi DEĞİLDİRLER. Yani bu tür bir inceleme kanunen görev kapsamları dışında kaldığı gibi, ceza hukuku açısından da üyelerin kanunen temyiz denetimi gibi bir denetim yapabilecek yeterlilikleri, uzmanlıkları da yoktur.

Başvuruların çok büyük bölümünün yukarıda izah ettiğim sebeple kabul edilebilirlik değerlendirmesinden dahi geçemeden veya süreç sonunda AYM tarafından reddedildiği de göze alınırsa vatandaşlarımız AYM başvurusu yapmak için avukat tutacaklar ise tercih edecekleri bu avukatı AYM bireysel başvuru usulü konusunda eğitim ve yeterlik belgesi almış meslektaşlar arasından seçebilmelilerdir. Tabi halihazırda böyle bir eğitim ve sınav usulü yoktur. Maalesef dileyen her avukat, başvurusu usulüne uygun ve süresinde olsun olmasın, AYM başvuru usulünü bilsin bilmesin başvuruda bulunabilmektedir.

Aslında bütün bunlardan önce kişinin hayatını, özgürlüğünü doğrudan etkileyen ceza hukuku alanında avukatlık yapılabilmesi için belli periyotlarda örneğin 2 yılda bir sınav yapılması ve vatandaşlarımızın ceza hukuku alanında mesleki yeterlilik belgesi sahibi bir ceza avukatı tarafından temsil edilebilmesi gereklidir. Çünkü incelediğim yüzlerce ceza dosyasında ceza hukuku temel kavramlarının, sanık lehine davada kolaylıkla tatbik edilebilecek lehe maddelerin, hangi delillerin toplanmasının istenmesi gerektiğinin dahi bilinmediğini, mahkumiyetine karar verilen sanık için alelade (basit), işin önemine uygun olmayan, teknik bilgilerden, uygulamadan uzak bir temyiz dilekçesi yazıldığını, temyiz sürecinin takip edilmediğini sıklıkla görmekteyim.

Diğer yandan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru için olağan kanun yollarının tüketilmesinden sonra kesinleşen kararın ilgiliye tefhim veya tebliğinden itibaren 30 gün içinde başvuru yapılmazsa başvurunuz süre yönünden reddedilecektir. Ülkemizde yargıtay onama kararının tebliği gibi bir uygulama olmadığından (onama kararı size veya avukatınıza tebliğ edilmez) bu konuda aksi dosyadan anlaşılmıyorsa (örneğin onama kararına karşı itiraz etmeniz, başka suçtan tutuklu kaldığınız sürenin mahsubunu istemeniz gibi yargıtayın onama kararını öğrendiğinize ilişkin dosyaya yansıyan bir durum yoksa) AYM kararlarına göre başvurucu lehine değerlendirme yapılmakta başvurunuzda kararı ne zaman öğrendiğinize yönelik belirttiğiniz tarih yani beyanınız esas alınmaktadır.

Sonuç olarak hangi konuda başvuru yapacaksanız, o konuyu (örneğin AYM bireysel başvurusu açısından hangi tür başvuruların kabul edilebildiğini) araştırıp biraz fikir sahibi olun ki AYM bireysel başvurusunun sizin için uygun olup olmadığını avukatınızın bu konuda sizin kadar dahi bilgili olup olmadığını anlayabilin.

Not: Ceza yargılamasında kesinleşen (onanan) tüm mahkumiyetler açısından kanuni bir kısıtlama ve sanık lehine süre sınırı olmaksızın CMK.’nın 308. maddesi gereğince Yargıtay C. Başsavcılığı’nın itiraz yetkisini kullanması için başvuru yapılabilir ve AYM tarafından değerlendirme kapsamı dışında tutulan hususlarda da Yargıtay C. Başsavcılığı tarafından inceleme yapılabilir. Bu konuda diğer makalelerimizi inceleyebilirsiniz.

Ekran-Resmi-2015-09-30-13.45.30