Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk, Kuvvet Köseoğlu’nu ‘öldürmeye azmettirme’ suçundan İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından müebbet hapis cezasına çarptırılmış, karar Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından 2014 yılında onanmıştı.Öztürk’e müebbet hapis cezası veren 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Ahmet Müşteba Özbek’in, FETÖ/PYD terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklanması üzerine Öztürk’ün yeniden yargılanması için avukatları aracılığı ile başvurduğu İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi cezanın infazının durdurulmasına ve Öztürk’ün yeniden yargılanmasına karar verdi. Olay medyada bu şekilde yer alınca ve Öztürk’ün avukatı kararın, Fetöcü hakimler tarafından mahkum edilen sanıkların yeniden yargılanması için emsal niteliğinde olduğunu savununca haber basında geniş yer buldu.
Peki hakkınızda mahkumiyete hükmeden hakimlerin FETÖ’den tutuklanması/meslekten ihraç edilmesi sizi de yeniden yargılanmanız için bir sebep teşkil eder mi?
Öncelikle emsal gösterilen olayın basına pek yansımayan içeriğine bakalım. Galip Öztürk’ün FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne daha önce verdiği maddi desteği çekmesi üzerine adı geçen terör örgütünün hedefinde olduğuna, örgütün emniyet ve yargı içinde bulunan mensupları vasıtasıyla düzenlenen kurmaca delillerle mahkum edildiğine dair delillerin Galip ÖZTÜRK’ün yeniden yargılanması talebinin ekinde gösterildiğini, bu delillerin en önemlisinin ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan Öztürk’ün adının ‘mağdur’ olarak geçtiği FETÖ çatı iddianamesi olduğunu; “İddianamede, örgütün Galip Öztürk’ün aralarında bulunduğu iş adamlarına yönelik eylemlerine yine ‘Yağmur’ kod adlı gizli tanığın bu konuda ayrıntılı ifadelerine yer verildiğini belirtelim.
Yani Galip ÖZTÜRK’ün, “sadece” aleyhine karar veren hakimin FETÖ’den tutuklanması sebebiyle yeniden yargılanmasına karar verilmedi. Galip ÖZTÜRK’ün mağdur/şikayetçi, FETÖ üyelerinin de şüpheli olduğu bir iddianame düzenlendiği, bu iddianamede Galip ÖZTÜRK’ün tarafsız yargılanmadığına ilişkin anlatımlara yer verildiği için YENİDEN YARGILANMASINA karar verildi. Yoksa darbe girişiminden sonra ülkemizde 3600’den fazla hakim savcının yani mevcut hakim savcıların üçte birinin FETÖ/PYD nedeniyle ihraç edildiğini düşünürsek bu hakimlerin aleyhine karar verdiği milyonlarca sanığın otomatik olarak yeniden yargılanması gerekir ki böyle bir düşünce ne mantıklı ne de mümkündür. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti adalet sistemi 20 yıl boyunca hiçbir yeni yargılama yapmasa FETÖ’den ihraç edilen hakimlerin daha önce karar verdiği dosyaların yeniden yargılanmasını bitiremez.
Eğer FETÖ’ye karşı düzenlenen bir iddianamede mağdur olarak adınız geçmekte, aleyhinize şüpheli hakimlerce taraflı ve haksız şekilde mahkumiyet kararı verildiğini gösteren somut deliller FETÖ’cülerin yargılandığı bir mahkeme dosyasında bulunmakta ise o zaman yeniden yargılanma talep edebilirsiniz,talebiniz de kabul edilir, EMSAL karara falan da ihtiyacınız olmaz. Eğer böyle bir durum yoksa sadece hakkınızda karar veren hakimlerin FETÖ’DEN tutuklanması/ihraç edilmesi tek başına yeniden yargılanma sebebi olamaz. Talepte bulunsanız da somut deliller ile destekleyemez iseniz reddedilecektir. FETÖ’den ihraç edilenlerin mevcut hakim savcıların üçte biri olduğunu düşünürsek ağır ceza mahkemesinde yargılanıp da mahkumiyetine hükmedilen sanıkların %90 ‘ının yerel mahkeme ve yargıtay aşamasında kararına fetö’den ihraç edilen hakimlerden en az birinin katılmış olması kuvvetle muhtemeldir.
Elbette aleyhinizdeki mahkumiyetin kesinleşmesinden sonra denenebilecek, başvurulabilecek olağanüstü kanun yolları vardır. Ancak yargılamanın yenilenmesi sınırlı, dar kapsamlı, somut delile dayanan bir yoldur ve maalesef herkes için uygulanabilir değildir.
Ceza avukatlığının bu kadar denetimsiz, insanların hukuk bilgisinin bu kadar vasat olduğu bir ülkede mahkumları ve mahkum yakınlarını yanlış yönlendirmeyelim.
