Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi 27.08.2010 tarihinde Sanık … ‘nın yağma suçundan 4 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. Kararın sanık müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi 31.03.2015 tarihinde sanığın mahkumiyetinin onanmasına karar verdi.
Onama kararından “YAKLAŞIK 3,5 AY SONRA” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 10.07.2015 tarih ve 234837 sayı ile ve özetle; sanığın yağmaya konu cep telefonunu arama listelerini kontrol ederek mağdurenin telefonda görüştüğü numaraları tespit etmek amacıyla aldığını, oluş şekline ve taraflar arasındaki ilişkiye göre, sanığın telefonu satmak ya da kullanmak maksadıyla aldığını kabul etmenin mümkün olmadığını dolayısıyla yağma suçunun manevi unsurunun olayda oluşmadığını, sanık hakkında yağma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün bu sebeple usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek CMK’nun 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 14.07.2015 gün ve 4724-42422 sayı ile; itirazı yerinde görmeyerek dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göndermiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise 26.01.2016 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının KABULÜNE,Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 31.03.2015 gün ve 1223-38958 Sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27.08.2010 tarihli mahkumiyet hükmünün, sanığın eylemin nitelendirilmesinde hataya düşülmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA, sanığın cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA ve TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA karar vermiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı’nın Yargıtay Ceza Dairelerinin onama kararlarına karşı re’sen veya istem üzerine (örneğin sanık müdafinin talebi ile) CMK 308. maddesi uyarınca itirazda bulunma hakkı vardır. Sanık lehine itirazda süre sınırı yoktur. Yani 5 yıldır hapis yatan veya 10 yıldır firari olan sanık lehine Yargıtay C. Başsavcılığınca itirazda bulunularak sanığın tahliyesi veya henüz cezaevine girmedi ise hakkında verilen onama kararı kaldırılarak cezasının infazının iptali (bila infaz iadesi) sağlanabilir. Hatta hükümlünün hapis cezası infaz edilmiş olsa dahi mahkumiyetin adli sicil kaydına geçmesi ve tekerrüre esas alınması sebebiyle lehine itirazda bulunulması açısından sanığın halen menfaatinin bulunduğu ve Yargıtay C. Başsavcılığı’nın bu durumda dahi sanık lehine CMK.308 uyarınca başvuruda bulunabileceği kabul edilmektedir.
Kanuni dayanağı ve uygulamada yüzlerce örneği bulunan bu olağanüstü kanun yolundan bihaber olan, temyizde onamadan sonra yapılacak hiçbir şey olmadığını söyleyen birçok “hukukçu” olduğunu vatandaşlarımızdan duymaktayım. Kanunlar avukattan avukata değişmez. Bu tarz kararların artması için, titiz bir çalışma sonucu hazırlanan kaliteli başvuruların ve dolayısı ile toplumda bu kanun yolunun bilinirliğinin artması gerekmektedir. Daha fazla bilgi için diğer makalelerimizi incelemeniz tavsiye olunur.