Ceza Hukukunda Fetö Kaosu Mahkuma Umut Oldu!

12529

Hürriyet Gazetesi’nin 12.11.2016 tarihli haberinde; Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi’nin bir davada kararı veren hâkimin 15 Temmuz sonrası darbe girişimi kapsamında tutuklanmasını CMK.’nın 311/1-c maddesi kapsamında gerekçe göstererek, 2011 yılında mahkumiyetine karar verilen Ö.B. isimli vatandaşın kesinleşmiş toplam 41 ay 20 günlük hapis cezasının infazının durdurulmasına ve yargılamasının yenilenmesine hükmettiğindenkararın emsal alınabileceğinden bahsediliyordu.

      Üstelik Mahkemenin yargılamanın yenilenmesi kararının gerekçesi;

       “15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası silahlı terör örgütüne mahsubiyet iddiasıyla hükümlünün yargılandığı dava dosyasında yargılama aşamasında hükme tesir eden yargı mensuplarının görevinden alınarak bir kısmının tutuklanmış olmasının, hükümlünün vicdanında oluşturduğu gibi umumun vicdanında adalete olan güveni sarstığıTürk milleti adına bağımsız karar veren mahkemelerin ve yargı mensuplarının itibarlarının kazanılmasının yine yargı mensuplarının yapacağı işlemler ile sağlanabileceği gözetilerek ve yeniden yapılacak bir yargılama ile hükümlünün ve toplumun nazarında adalete olan teveccühün arttırılacağı, neticede çıkabilecek her türlü kararın aynı nazarda daha makbul olacağı göz önünde bulundurularak, hükümlünün talebinin kabulü ile infazın durdurulmasına, CMK’nın 311/1-c maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesine ilişkin karar verilmiştir.” idi.

      Bilindiği üzere Asliye Ceza Mahkemeleri tek hakimden oluşmaktadır. Hakimin hukuki mevzuat ve uygulamaya aykırı olsa da “ben böyle düşünüyorum” diyerek haberdeki gibi bir kararı verebilme yetkisi vardır. FETÖ gibi hain bir örgütten kaynaklanması sebebiyle konu hassas olunca, kimsenin hükümlü lehine böyle bir karara mevzuata uygun değil diyerek itiraz etmesi de kolay değildir.

     PEKİ KAOS NEREDE VE NASIL ÇIKACAK?

      Kanaatimce haberi okuyan yüzbinlerce fetözede hükümlü Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararını emsal göstererek mahkemelerine yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunacak. Doğal olarak “Biz de adalet istiyoruz” diyecek. Bu mahkemelerin tamamına yakını mevzuata uygun değil diyerek talebi reddedecek, tabi istisnai de olsa Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi gibi düşünerek kabul kararı verenler de olabilir. İşte kaos burada başlayacak. O hakim kabul etti, benimki etmedi şeklindeki bir uygulama adalet önünde eşitlik ilkesine aykırı olacak. Vatandaşın adalet duygusu iyice sarsılacak.

Darbe girişiminden sonra ülkemizde yaklaşık 3500 hakim savcının yani mevcut hakim savcıların üçte birinin FETÖ/PYD üyeliği nedeniyle ihraç edildiğini düşünürsek Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi’nin gerekçesine göre fetöcü hakimlerin görev süreleri boyunca mahkumiyet kararlarına katıldığı milyonlarca hükümlünün yeniden yargılanması gerekirÇünkü örneğin ağır ceza mahkemesinde yargılanıp da mahkumiyetine hükmedilen sanıkların %90‘ının yerel mahkeme veya yargıtay aşamasında kararına Fetö’den ihraç edilen hakimlerden en az birinin katılmış olması kuvvetle muhtemeldir.

     Yine yakın tarihte bir internet sitesinde yer alan haberde Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’ın“ FETÖ’den ihraç edilen hakim ve savcıların verdiği kararlara karşı kanunla yeniden yargılama yolu açarsak o zaman bir sürü dava açılabilir ve yargıda yığılma olur. Bu kararlara karşı vatandaşlar Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilirler. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru üzerine hak ihlali kararı verirse yeniden yargılanma yolu açılabilir.” dediği iddia edilmiştir.

      Yargılamanın yenilenmesi talebinin aksine AYM Bireysel başvuru yolu oldukça uzun süren ve olumlu sonuç alınması güç bir yoldur. Hele, sadece beni Fetöcü hakim yargıladı” diyerek başvuran hükümlüden AYM. mutlaka adil yargılanmadığı destekleyen, ek somut veri-delil isteyecek, mahkumiyeti ile FETÖ arasında nedensellik bağı kurmasını bekleyecek, hatta belki de adı geçen hakimin mahkumiyeti kesinleşinceye dek masum sayılacağını söyleyecek, salt şüpheyi yeterli görmeyecek özetle; muhtemelen Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi hakiminin yargılamanın yenilenmesi için yeterli gördüğü gerekçeyi, ihlal kararı vermek için yeterli görmeyecektir. Diğer yandan haksız yere mahkum edilen Fetözede bir vatandaşın yıllarca AYM’den karar bekleme lüksü de yoktur.

     PEKİ KAOSU ÖNLEMEK İÇİN NE YAPILABİLİR?

     Vatandaşın hak etmediği bir cezayı bir gün bile çekmemesi için devletin tüm imkanlarını seferber etmesi, en azından yeniden yargılama yolunu tüm Fetözedelere açması elzemdir. Ancak sadece hakkınızda karar veren hakimlerden birinin FETÖ’den tutuklanması/ihraç edilmesi tek başına CMK.’nın 311/1-c maddesine göre yeniden yargılama sebebi olamaz. Eğer bir kanun değişikliği yapılmazsa uygulamanın da bu doğrultuda gelişeceğini ve ağırlıklı olarak, “beni Fetöcü hakim yargıladı”dan ibaret yargılamanın yenilenmesi taleplerine red kararları verileceğini göreceksiniz.

     Özetle; acilen yargılamanın yenilenmesi açısından uygulamada tereddütleri ve fetözedelerin mağduriyetini giderecek bir mevzuat-kanun değişikliğine ihtiyaç vardır.

Ekran-Resmi-2015-09-30-13.45.30