Bankacılık Zimmeti

bankacilik-nasil-okunur_646x340

Bankacılık zimmeti – Banka çalışanının zimmet suçu işlemesi;

Zimmetle suçlanan veya suçlanma tehdidi altında olan bir banka personeli (mümkünse soruşturma raporu düzenleyecek olan banka müfettişlerine-amirlerine yazılı savunma vermeden; suçunu itiraf etmesi konusunda yetkililerin ve müfettişlerin telkinlerini dinlemeden önce) derhal konuya hakim, banka zimmeti konusunda uzman bir ceza avukatının desteğinden yararlanmalı, haklarını ve ne şekilde hareket etmesinin hukuken kendisine faydalı olacağını öğrenmeli, bilinçli hareket etmelidir. Bu tarz olaylarda kişi, banka yetkililerinin ne şekilde hareket ettiğini, soruşturmanın ve davanın ne şekilde yürütüldüğünü, neyle karşılaşabileceğini bilse en azından mahkemede aleyhine kullanılacak deliller sunmaması ve kendisine uygulanacak yasal yaptırımın ağırlığını ciddi miktarda azaltması mümkün olabilecektir.

Banka yönetim kurulu başkanı ve üyeleri de dahil olmak üzere gişe görevlisi, bireysel müşteri temsilcisi, operasyon görevlisi, servis yetkilisi ve sair her ne sıfatla olursa olsun bir banka adına çalıştığı kabul edilen tüm banka çalışanlarına zimmet suçunu işlemeleri halinde TCK. 247. Maddesinde düzenlenen genel nitelikteki zimmet suçu değil, özel nitelikte olan, oldukça farklı soruşturma usulü ve kurallara tabi 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun  160 ve devamında düzenlenmiş maddeler uygulanacaktır.

Hakkınızda banka zimmeti nedeniyle soruşturma başlatıldı veya dava açıldı ise, bu davada sizi temsil edecek ceza avukatının bankacılık zimmeti mevzuatına, uygulamaya, mahkemelerin ve Yargıtay Özel Dairelerinin kararlarına ne derece hakim olduğunun, hakkınızda ceza verilip verilmeyeceğini veya verilecek cezanın miktarını ve türünü sandığınızdan kat be kat fazla etkileyebileceğini bilmelisiniz.

Eğer hakkınızda banka zimmeti nedeniyle bir ceza verildi ise gerekçeli temyiz dilekçenizin çok önemli olduğunu, temyiz dilekçenizi verdiyseniz de Yargıtay Özel Dairesi’nce karar verilinceye dek dosyanıza yazılı olarak ek beyan ve savunmalarınızı temyiz aşamasında bildirmenizin mümkün olduğunu, yine temyiz aşamasında Yargıtay C. Savcılığınca dosyanızla ilgili hazırlanacak tebliğnameye (yazılı görüş) cevap verme hakkınız olduğunu bilmelisiniz. Diğer yandan hakkınızda verilen hüküm Yargıtay tarafından onanarak kesinleşse dahi başvurabileceğiniz kanun yolları mevcuttur. Bu nedenle hangi aşamada olursa olsun mutlaka konuya hakim bir ceza avukatından destek almanız tavsiye olunur.

Uygulamadan örnek vermek gerekirse; Örneğin TCK 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun kovuşturulması şikayet koşuluna bağlı değildir. Yani suçun ihbar, şikayet ve sair herhangi bir şekilde öğrenilmesi halinde C. Savcılığı tarafından derhal re’sen soruşturma başlatılır, suçtan zarar gören kurumun şikayetçi olup olmamasının, şikayetten vazgeçmesinin bir önemi yoktur. Oysa 5411 sayılı kanunun 162. Maddesi gereğince bankacılık zimmetine ilişkin soruşturma ve kovuşturma yapılması, banka tarafından Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda yani şikayette bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru yargılama şartı niteliğindedir. Yani banka tarafından şikayetçi olunmaz ise işlem yapılmaz. İşte bu masum ve lehe görünen madde dahi uygulamada yanıltıcı olabilmektedir.

Şöyle ki;

Suç işlediği düşünülen veya işlediği suç açığa çıkan banka çalışanı, kendisine suçunu itiraf etmesi, hakkında hazırlanacak soruşturma raporuna eklenecek olan ifadesini imzalaması ve istifa etmesi halinde banka tarafından kendisinden şikayetçi olunmayacağını söyleyen, telkinde bulunan banka yetkililerinin, müfettişlerin beyanlarına itibar etmemelidir. Veyahut şöyle söyleyelim; eğer müfettiş tarafından böyle bir taahhütte bulunuluyor ise beyanda bulunmadan önce bu taahhüdünü el yazısı ile yazıp imzalayarak size vermesini isteyin. Neden mi? Çünkü böyle bir taahhütte bulunma hak ve yetkisi yoktur. Banka müfettişi de sizin gibi bir banka çalışanıdır. Tek amacı sizin sebebiyet verdiğiniz soruşturmayı tamamlayıp, tüm banka personelinin yazılı ifadesini alıp, çalıştığınız dönemdeki tüm işlemlerinizi, fişlerinizi v.s. tek tek kontrol ederek raporunu bankanın ilgili bölümüne sunmaktır. Suç işlediğinizi itiraf etmeniz halinde Müfettişin hakkınızda şikayetçi olunup olunmaması konusunda bir takdir yetkisi de yoktur. Tekrar edelim “Banka müfettişi de sizin gibi bir banka çalışanıdır.” Banka müfettişinin ve amirlerinizin talebi doğrultusunda davranmanızın onların işini kolaylaştıracağı şüphesizdir. Peki böyle davranmanız size fayda mı yoksa zarar mı sağlayacaktır? İşte bu kısım oldukça şüphelidir. Bundan sonraki aşamada banka yetkilileri şikayetçi olmamak için sizden banka zararı yanında, eğer bankadan kullandığınız kredi, kredi kartı varsa bunların da borçlarını tamamen kapatmanızı isteyeceklerdir. Hatta bankada çalışırken yararlandığınız “sağlık ve tedavi giderlerinin” dahi talep edildiği görülmüştür. Tüm bunları yapsanız, tüm paraları da temin edip ödeseniz (bu arada bankanın tüm talep ettiklerini değil de, zimmet suçuna konu zararı ne kadar erken ödeyebilirseniz ceza hukuku açısından o kadar faydanızadır.) banka yine de sizden şikayetçi olabilir mi? Tabi ki. Mahkemede bana “eğer itirafta bulunur istifa da edersen seni şikayet etmeyeceğiz” demişlerdi diyeceksiniz. Peki bu dediğinizi kanıtlamanız mümkün mü? Hadi oldu da kanıtladınız, ne fark edecek? Hiç bir şey.

Öncelikle şunu bilin karşınızdaki yıllardır tanıdığınız bir dostunuz, akrabanız değil, bir şirkettir ve şirketlerin tabiatları gereği merhametleri olmaz, söz de veremezler.

Mesela diyelim bankanın zararı 600.000-TL, banka çalışanı sanık bu parayı kumar oynamak için zimmetine geçirdi ve kumarda kaybetti. Olay ortaya çıkınca ablası sanığın hapis cezasında indirim olsun diye evini 500.000-TL’ye satıp bankaya verdi. Sanığa verilecek hapis cezasında  “ödeme sebebi” ile indirim olur mu? Olmaz. Çünkü cezanın tamamen ödenmesi gerekir. 1 TL’de eksik olsa indirim olmaz.

Yukarıda belirtilenler gibi bankacılık zimmeti konusunda dikkat edilmesi ve yargılama aşamasında uyulması gereken Sanık lehine ve aleyhine YÜZLERCE usul, kural ve Yargıtay uygulaması bulunmaktadır. Okuduğunuz kanun maddelerinin okunuşu ile tatbiki arasında ciddi farklar vardır. Ne şekilde hareket etmeniz gerektiği ve durumunuza uygun en doğru davranış şeklinin ne olduğu açısından mutlaka konuya hakim bir ceza avukatından destek alın, LEHİNİZE olan uygulamalardan faydalanın, bilinçsiz davranmayın. 

Hatalar insanlara özgüdür. Bir insanın yaptığı hatayı bir başkası da yapabilir. Suç işlenmesi tabi ki iyi bir şey değildir. Ancak suç şüphesi altında olan veya gerçekten suç işlemiş kişinin kandırılarak hakkında açılacak davada kullanılacak şekilde aleyhine beyanda bulunmaya zorlanması, “şikayette bulunuruz” şeklinde korkutma ile suçla ilgili olmayan borçlar çıkartılıp onların da ödetilmeye çalışılması, üstelik her hâlükârda şikayette bulunulacağı biliniyorken bunun yapılması doğru, insani ve kanuni değildir.

“Suç işleyen kişiye ne yapılsa mubahtır” şeklinde bir düşünce kabul edilemez.

Ekran-Resmi-2015-09-30-13.45.30